Hele ki ; kimi an bir masal, kimi an bir hikayenin içindeymişiz gibi hissettiğimiz, her şeyi gerçek zannettiğimiz yaşamın içinde .
Hangimiz, masalları dahil etmedik ki hayallerimize ? İyilikler, güzellikler, periler, sihirli eller, kraliçeler, prensesler, prensler …..
Gerçekler ,masallar gibi olmadı belki; ama hayal kurmamıza engel mi?
Hayalini kurabildiğimiz şey, an gelip gerçeğimiz olamaz mı?
Ve masallar, kendi gerçekliğimiz sandığımız yaşam hikayesinde yerini bulamaz mı ? İyilikler, güzellikler yalnızca masallara mı mahsus?
Boşuna mıydı okuduğumuz masallar, dinlediğimiz öyküler ?
Sorular sormakla bitmez, cevaplanmakla devam eder diyerek; gerçekliğimiz diye tanımladığımız yaşamımıza ışık tutacak, yüreğimizi ısıtacak, sıcacık bir masal aktarmak isterim sizlere:
"Masal bu ya ;
Kafdağı'nın da ötesindeki ülkelerinden birinde harikalar diyarı kraliçesinin bir bebeği olmuş. Harikalar diyarı koruyucuları olan periler ve periler prensesi küçük bebeğin beşiğinin etrafına birikmişler.
Kraliçe etrafındaki perilere dönerek şöyle demiş:
- Bu küçük bebeğe en değerli olduğunu düşündüğümüz şeyleri hediye edin!
Birinci peri uyuyan bebeğe eğilip şöyle demiş:
- Ben sihirli gücümle sana, görenin hayran kalacağı güzellik armağan ediyorum. Göz kamaştıracaksın!
İkinci peri şöyle demiş:
- Sana öyle güzel ve derin mavi gözler armağan ediyorum ki, gördüğünü anlayacak, seni göreni büyüleyeceksin.
Üçüncü periye gelmiş sıra:
- Selvi boylu olacaksın. Senden daha güzel vücutlu kız olmayacak bu dünyada.
Dördüncü peri eğilmiş beşiğe: dersimiz.com
- Çok zengin olacaksın. Hiç bir sıkıntın olmayacak.
Periler prensesi düşüncelere dalmış:
- İnsanların güzelliği geçicidir. Gözlerin, yüzün, vücudun güzelliği çiçeklere benzer. Yaşlanınca geçiverir. Zamanla rüzgar en biçimli palmiyeleri bile çarpıtır.
İnsanlar, kendilerine zenginliğini dağıtmayanlardan nefret eder. Dağıtırsa kendi fakir olur. Sizin şimdiye kadar bu bebeğe verdikleriniz çok kalıcı olmadı bence.
- Peki ama başka ne verebilirdik ki? diye sormuş periler.
- Ben ona iyiliği bırakıyorum demiş periler prensesi. Güneşin ne kadar mükemmel ve sıcak olduğunu bilirsiniz, ama onun ısıtacak toprağı olmasa sıcak bir kayadan ne farkı kalır? Kalbin saçtığı iyilik de güneşin ışığı gibidir; hayat verir. İyiliğin olmadığı güzellik, kokusu olmayan çiçek gibidir.
İyiliğin olmadığı zenginlik bencillikten farksızdır. İyiliğin olmadığı aşk yok eder, kavurur. Sizlerin armağanları geçiciydi, iyilik ise kalıcıdır. Sonsuz bir kuyuya benzer. Ne kadar çok su çekersen, o kadar çok suyu olur, o kadar bereketli fışkırır. İyilik dünyada tek tükenmeyen şeydir.
Sonra periler kraliçesi uyuyan bebeğe doğru eğilmiş:
Kalbin sıcak olsun, küçük bebek, iyi ol! …..'
Yüreğiniz, sevgiyle daim ;
İyilikleriniz, güzelliğinizin ışığı olsun.